İstanbul’da yenidoğan yoğun bakım birimlerinde usulsüzlük ve ihmalle suçlanan, kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” lideri olarak bilinen Dr. Fırat Sarı, savunmasını Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirdi. Hayata dair beklentisinin kalmadığını ifade eden Sarı, suçlamaları reddetti ve tüm detayları mahkeme heyetiyle paylaştı.
Davanın Arka Planı: Yenidoğan Çetesi Nedir?
Yenidoğan Çetesi davası, İstanbul’da bazı özel hastanelerde yenidoğan yoğun bakım birimlerinde gerçekleştirildiği iddia edilen ihmal ve usulsüzlükleri kapsıyor. Medisense Sağlık Hizmetleri şirketi üzerinden örgütlenerek hastanelerle anlaşmalar yaptığı öne sürülen Dr. Fırat Sarı, haksız kazanç sağlama, sahte rapor düzenleme ve ihmaller sonucunda bebek ölümlerine sebebiyet verme gibi ciddi suçlamalarla karşı karşıya.
Dava, bir vatandaşın CİMER’e yaptığı şikayetle gündeme geldi. Şikayet üzerine yapılan incelemelerde, İstanbul’da yenidoğan yoğun bakım birimlerinde sistematik bir ihmal ve usulsüzlük ağı olduğu iddia edildi. Dr. Fırat Sarı’nın bu ağın lideri olduğu belirtiliyor.
Mahkemedeki Savunma: “Hayata Dair Beklentim Kalmadı”
Savunmasına “Her şeyi anlatacağım” diyerek başlayan Fırat Sarı, suçlamalara yönelik detaylı açıklamalarda bulundu. Hayata dair beklentisinin kalmadığını söyleyen Sarı, geçmişine ve dava sürecine dair şu ifadeleri kullandı:
1. PKK Üyeliği ve Cezaevi Süreci
Sarı, gençlik yıllarında tıp fakültesi öğrencisiyken PKK üyeliği suçlamasıyla yargılandığını ve yaklaşık 5 yıl cezaevinde kaldığını söyledi. Cezaevinden çıktıktan sonra eğitimine devam ederek mezun olduğunu belirtti.
2. Tıp Kariyeri ve Şirket Kuruluşu
Zorunlu hizmetini Bingöl’ün Kiğı ilçesinde tamamladıktan sonra İstanbul’a yerleştiğini ifade eden Sarı, 7-8 yıl önce Medisense Sağlık Hizmetleri şirketini kurduğunu belirtti. Şirketin tek sahibi olduğunu ve geçimini doktorluk yaparak sağladığını açıkladı.
3. Hesap Hareketleri ve Maddi Akış
Savcılık tarafından sunulan hesap hareketleri, Medisense üzerinden yapılan para transferlerini içeriyor. Sarı, bu transferlerin sağlık çalışanlarına motivasyon amaçlı yapıldığını söyledi. İddia edildiği gibi yasa dışı amaçlar için kullanılmadığını savundu.
Suçlamalara Karşı Yanıt: “Prosedürlere Uyduk”
Mahkemede, suçlamalara ilişkin detaylı bir savunma gerçekleştiren Sarı, iddiaların asılsız olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
Yoğun Bakım Kuralları İhlal Edildi mi?
- Yenidoğan yoğun bakım birimlerinde, her dört bebeğe bir hemşire düşmesi gerektiği ve tam zamanlı bir doktorun bulunmasının zorunlu olduğu prosedürlerin eksiksiz yerine getirildiğini vurguladı.
- Bebek ölümleriyle ilgili olarak, ihmallerden kaynaklanan bir durum olmadığını savundu.
Sahte Tedavi ve Kayıt İddiaları
- Sağlık personeline hiçbir şekilde yasa dışı talimat vermediğini belirten Sarı, “Entübe edilmemesi gereken bebeklerin entübe edilmesi” veya “uygulanmayan tedavilerin kayıtlara girilmesi” gibi iddiaların tamamen asılsız olduğunu söyledi.
Organize Çete Suçlaması
- Kendisiyle birlikte yargılanan diğer sanıklara talimat verdiği yönündeki iddiaları reddetti.
- “Bu bir çete değil, profesyonel bir hizmet yapısıdır” diyerek kendini savundu.
Duruşmanın Detayları: Diğer Sanıklar da Suçlamaları Reddetti
Davada, Fırat Sarı’nın yanı sıra diğer sanıklar da örgüt yapısı içerisinde hareket ettikleri suçlamalarıyla yargılanıyor. Ancak sanıklar, suçlamaları reddederek olayın sorumluluğunu birbirine yüklemeye çalıştı.
Savunmasında diğer sanıklardan bazılarını işaret eden Sarı, kendisinin yalnızca danışmanlık hizmetleri verdiğini ve başka bir yapının lideri olmadığını vurguladı. Mahkeme, sanıkların arasındaki ilişkileri ve para hareketlerini detaylı şekilde incelemeye devam ediyor.
Yenidoğan Çetesi Davasının Kamuoyuna Etkisi
Yenidoğan Çetesi davası, yalnızca sağlık alanında değil, kamuoyunda da büyük yankı uyandırdı. Özellikle, yenidoğan yoğun bakım birimlerinde yeterli denetim yapılmadığına dair iddialar, sağlık sistemine yönelik güveni zedeledi.
Dava sonucunda, Sağlık Bakanlığı’nın yoğun bakım birimlerine yönelik denetimleri artırması ve prosedürlerin sıkılaştırılması bekleniyor. Ayrıca, bu tür usulsüzlüklerin tekrar yaşanmaması adına sistematik önlemler alınması gerektiği vurgulanıyor.